BİREYİN MÜKEMMELE YOLCULUĞU

---

Daha İyi Bir Yaşamın Peşinde Yollara Düşen İnsan...

Dünyada insanlar, yaşadıkları yerlerden daha yüksek gelişmişlik düzeyindeki ülkelere girebilmek için evlerini, ailelerini, şehirlerini bırakıp hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Kendilerine ve ailelerine daha iyi yaşam koşulları sağlayabilmek, daha iyi olanaklara ulaşabilmek için uzun yollar yürümeyi, kamyonların kasalarında, botlarda, nehirleri, denizleri aşmayı göze alıyorlar. Gelişmekte olan ülkeler, en iyi beyinlerini, en iyi yeteneklerini, gelişmiş ülkelere kaptırıyorlar. Umutlu ve azimli insanlar daha yüksek bir gelişmişlik düzeyine geçebilmek ve yaşam kalitelerini yükseltebilmek için daha fazla fırsata sahip olacaklarını hayal ettikleri ülkelere hareket ediyor. Beyin ve yetenek göçü, gelişmekte olan ülkelerin gelişme şanslarını azaltırken diğer ülkelerin gelişimine katkı sağlıyor. Bu bireyler açısından bir kurtuluş formülü olmakla birlikte geride kalan toplumlar için az gelişmişliği kalıcı kılan büyük bir trajedi.  

Toplumun Kaybı:  Vasatlık Sarmalında Erişilemeyen Bireysel Potansiyel ... 

Bir ülkede Olimpiyat madalyası alma potansiyeliyle doğan bir çocuğun bu potansiyelini keşfedemeden ya da ulaşabileceği en yüksek düzeye erişemeden sportif yaşamını tamamlaması, Nobel ödülü kazanacak kapasitede bir bilim adamının bilimsel düşünce kapasitesinin farkına dahi varamadan mesleğinden emekli olması, bir üniversitenin vasat bir eğitim düzeyinde vasat insanlar yetiştirmesi, ya da dünyayı değiştirecek bir fikirle ortaya çıkan bir şirketin bu ölçeğe ulaşamadan nefesini tüketmesi hem bireylerin kendisi hem de içinde yaşadığı ülke açısından büyük bir kayıp.   

Neden Bazı Ülkelerde Bireyler Tüm Dikeylerde Potansiyellerine Ulaşabiliyor?

İstatistik biliminin kuralları nüfusu yeterince kalabalık bir ülkede spor, edebiyat, sanat, bilim alanlarında dünyanın en üst performans düzeyine çıkma potansiyeli bulunan belirli sayıda birey bulunması gerektiğini düşündürüyor. Bazı ülkeler, spor, bilim, iş dünyası gibi farklı alanlarda sürekli olarak bireylerini ya da kurumlarını en yüksek potansiyel düzeyine ulaştırabilirken, kimi ülkelerin bir başarısızlık sarmalında kalması, altta bu sonucu doğuran ortak nedenler yattığını gösteriyor.  

Sistem Kurma Bilincine Sahip Toplumlar ve Bireysel Potansiyel

Dünyanın en iyi bilim adamlarını, en iyi sanatçılarını, en iyi mucitlerini, iş adamlarını yetiştirebilen ve bu kişilerin yetkinliklerini yansıtabilecekleri ve en yüksek değere dönüştürebilecekleri doğru alanlarla eşleştirebilen, en iyi şirketlerini, en iyi üniversitelerini, en iyi araştırma laboratuvarlarını kuran toplumların sistem kurma konusunda ortak bir bilince ya da yol haritasına sahip olduğunu varsaymak doğru olur.   

Spor Sistemleri Üzerinden Bireyin Performansını Yükselten Sistemleri Anlamak

Benim hedefim bu alanlardan biri olan spor başarı sistemlerini inceleyerek, bir ülkedeki bireylerin sportif mükemmelliğe ulaşmasında rol oynayan destekleyici ve engelleyici kuvvetleri, sistem bileşenlerini, katmanlarını ve aralarındaki ilişkileri görülür ve anlaşılır kılmak.   

İnanıyorum ki, bireyi sporda mükemmelliğe taşıyan sistemleri dünyadaki en iyi örneklerine bakarak tüm bileşenleri ve aralarındaki etkileşimi ile anlayabilirsek, bu çerçeveyi ülkemizdeki sistemlerin işleyişi ile karşılaştırırsak pek çok kurumsal dönüşüm dersleri çıkarabilir ve sistemdeki iyileştirme alanlarını görebiliriz. Bu reçeteyi kullanarak önce bireyleri en yüksek sportif potansiyellerine çıkaracak kurumları ve sistemleri oluşturabilir, ardından belki de öğrenilen bu tecrübeyi yaşamın diğer alanlarda tekrarlayarak az gelişmişlik sorununa çözüm bulabiliriz.  

Biyografiler ve Hikayeler Üzerinden Başarı Sistemlerinin Yapı, Fonksiyon ve İşleyişlerini Anlamak 

Bu teorik konuyu okuyucu açısından kolayca anlaşılabilir kılmak için biyografiler ve hikayeler üzerinden ilerlemeyi tercih ettim. Bu hikayeleri yurt içi ve yurt dışında yüzlerce kaynağı tarayarak bir puzzle’ın parçalarını birleştirir gibi bir araya getirdim. Pek çok kitaptan, doktora ve yüksek lisans tezlerinden gazete arşivlerinden yararlandım ve daha sonra bu konuyu çalışmak isteyecek kişilerin kolayca ulaşabilmesi için kullandığım kaynakların listesine her bölümün arkasında yer verdim.  

Kitabın bölümlerini başarı sisteminin her bir bileşenini ya da temel bir fonksiyonunu anlatan hikayeler üzerine kurguladım ve her bölümde bu çok boyutlu bütüne o özel konu perspektifinden baktım. Bu açıdan kitabın herhangi bir bölümünü okumak okuyucunun aynı anda hem sistemin o bileşenini anlamasına hem de sistemin bütününün işleyişi hakkında genel bir fikir sahibi olmasına yarayacaktır. Bu yönüyle kitabın giriş bölümünden sonraki bölümlerinin ayrı ayrı ya da karışık bir sırayla okumasının da uygun olabileceğini düşünüyorum.  

Bireyin Mükemmele Yolculuğu: Bir Yönetim Sistemleri, Sosyal Sistem Tasarımı ve Gelişim Kitabı 

Bireyin mükemmelliğe yolculuğunu anlatma motivasyonuyla çıktığım bu yaklaşık üç buçuk yıllık araştırma ve yazma yolculuğunun sonunda kişisel ve kurumsal dönüşüm hikayeleri üzerine kurgulanmış bir yönetim sistemleri, başarı sistemleri tasarımı ve değişim yönetimi kitabı ortaya çıktı.   

Daha İyi Bir Gelecek Yaratmak Hem Mümkün, Hem Kolay, Hem de Sıradan Bir İş

Birleşik Krallık’ta bisiklet sporunda başlattığı devrimi ülkenin yüksek performans sporlarına yayarak bir spor devrimine dönüştüren Peter Keen’in hikayesinden, kurduğu bilimsel yetenek sisteminden yetişen sporcularla ülkesindeki sporu kalkındırmayı başaran bilim insanı Alan Hahn’a, hem Avustralya hem de İngiltere spor sistemlerinde büyük başarıların altına imza atan Chelsea Warr’dan, 3 milyonluk Jamaica’yı dünya atletizminin zirvesine çıkaran sprintin filozof kralı Dennis Johnson’a, önce güreşçi olarak sonra Milli Takım antrenörü olarak Türk güreşini dünyanın zirvesine taşıyan Yaşar Doğu’dan, Türk futbolunun kutuda unuttuğu mücevher Serpil Hamdi Tüzün’e bir yandan kendilerini inşa ederken bir yandan ülkelerindeki sporu ileri taşıyan insanları anlatan hikayelerin arasında gezinen okuyucular daha iyi bir gelecek yaratmanın hem mümkün, hem kolay hem de sıradan bir iş olduğunun idrakine varacaklar. Kitabın içinde yer alan başarılı spor sistemlerinin hikayelerini okurken bir yandan sosyal ve ekonomik kalkınmanın yöntemini ve başarıyı üreten felsefi düşüncenin arka planını da anlamış olacaklar. Bireyin mükemmele yolculuğu ve toplumların bireysel performansı yükselten sosyal sistemler tasarlama becerisi, başarıyı üreten madalyonun iki yüzü olarak düşünülmeli. Bu beceri bir toplumun spordan, akademiye, iş dünyasından kamu yönetimine her alanda kullanabileceği ve mutlaka geliştirilmesi gereken bir beceri. Bu yönüyle bu kitap, ülkelerinin gelişimi konusunda bir formül arayan idealist insanlar, politika yapıcılar, şirket yöneticileri, spor profesyonelleri ve akademisyenler açısından değerli çıkarımlar, formüller ve hikayeler içeriyor.